buyruk vermek ne demek?
- Emir vermek, emretmek
- Command
emir
- Osmanlı Devleti'nde beylerbeyi ve Tanzimat'tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi.
- Peygamberimizin soyundan gelen.
- Büyük bir hanedana mensup kimse.
- Araplarda ve daha başka Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı.
- Bir makamdan öbürüne geçerken görevliye verilen belge.
- Talimat, ferman.
- İstek.
- Abbasi Devleti'nde başkomutan.
- Borsada menkul değer alıp satmak amacıyla aracılara yazılı ya da sözlü biçimde yapılan bildirim.
- Bk. buyruk
buyruk altındaki
- Subject
buyruk altmda olan biri
- Minion
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
buyruk altındakibuyruk altmda olan biribuyruk kulubuyrukbuyrukalpbuyrukatabuyrukbaybuyrukçubuyrukçulukbuyrukhanbuyrubuyruğa yazılıbuybuy a pig in a pokebuy a pupbuy backbuy forwardvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious