vermek ne demek?

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek

    Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm.

    Ö. Seyfettin
  2. Bırakmak veya bağışlamak

    Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün, diye bağırdım.

    H. C. Yalçın
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek

    Arabanın burnunu, en tenha kahvelerden birinin önünde, rıhtıma verdiler.

    A. İlhan
  6. Herhangi bir duruma yol açmak

    Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek

    İyi oldu ağzının payını verdiğim, artık bana karşı daha dikkatli olur.

    A. Ümit
  10. (en)Bring.
  11. (en)Insert.
  12. (en)Produce.
  13. (en)Accord.
  14. (en)Adjudge.
  15. (en)Allow.
  16. (en)Award.
  17. (en)Assign.
  18. (en)Adduce.
  19. (en)Bear.
  20. (en)Throw.
  21. (en)Bestow.
  22. (en)Charter.
  23. (en)Bring in.
  24. (en)Place.
  25. (en)Cede.
  26. (en)Come across with.
  27. (en)Confer.
  28. (en)Contribute.
  29. (en)Dedicate.
  30. (en)Deliver.
  31. (en)Deliver up.
  32. (en)Dispose of.
  33. (en)Distribute.
  34. (en)Donate.
  35. (en)Endow.
  36. (en)Extend.
  37. (en)Furnish.
  38. (en)Give.
  39. (en)Give away.
  40. (en)Give in.
  41. (en)Grant.
  42. (en)Hand.
  43. (en)Hand in.
  44. (en)Hand out.
  45. (en)Hand over.
  46. (en)Administer.
  47. (en)Attribute.
  48. (en)Concede.
  49. (en)Consign.
  50. (en)Deal.
  51. (en)Devote.
  52. (en)Dispense.
  53. (en)Emit.
  54. (en)Impart.
  55. (en)Lend.
  56. (en)Pass.
  57. (en)Present.
  58. (en)Provide.
  59. (en)Supply.
  60. (en)Treat.
  61. (en)Vest.
  62. (en)To give.
  63. (en)To hand.
  64. (en)To pass.
  65. (en)To give sth away.
  66. (en)To concede.
  67. (en)To deliver.
  68. (en)To give in.
  69. (en)To hand sth in.
  70. (en)To provide.
  71. (en)To furnish.
  72. (en)To dispense.
  73. (en)To present.
  74. (en)To yield.
  75. (en)To bear.
  76. (en)To afford.
  77. (en)To apply.
  78. (en)To bend.
  79. (en)To donate.
  80. (en)To bestow.
  81. (en)To grant.
  82. (en)To assign.
  83. (en)To devote.
  84. (en)To sel.
  85. (en)To pay.
  86. (en)To sell.
  87. (en)To offer.
  88. (en)To attribute.
  89. (en)Just.
  90. (en)To give sth to.
  91. (en)To hand sth to.
  92. (en)To bequeath / to leave sth to.
  93. (en)To vie in marriage.
  94. (en)To produce.
  95. (en)To hold.
  96. (en)Afford.
  97. (en)Ascribe.
  98. (en)Attach.
  99. (en)Blossom.
  100. (en)Defray.
  101. (en)Deli.

vermek istememek

  1. (en)Begrudge

verme

  1. Vermek işi.
  2. (en)Evolution.
  3. (en)Conferment.
  4. (en)Lodgment.
  5. (en)Rendering.
  6. (en)Supply.
  7. (en)Giving.
  8. (en)Cession.
  9. (en)Dation.
  10. (en)Deliverance.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

vermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın