davete icabet etmek ne demek?
- Çağrılı olduğu yere gitmek.
Fakat kâbus içinde bunalmış bir kimse gibi bir türlü bu davete icabet edemez.
Y. K. Karaosmanoğlu - Accept the invitation
davete icabet etmeme
- Bk. çağrıya uymama
davet
- Çağrı, çağırma.
- Yemekli toplantı
- Bk. çağrı
- Çağırı. îcâba ~ önermeye çağırı.
- Çağırma. Ziyafet. Dua. (Osmanlıca'da yazılışı: da'vet)
- Bk. anımsama
- Invitation.
- Party.
- Call.
- Entertainment.
icabet
- Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme.
- Bir buyruk veya isteğe uyma, kabul etme, razı olma.
- Herhangi bir olaya,toplantıya vs. katılmak,teşrif etmek
- 1. kabul etme, kabul edilme. 2. razı olma, uyma.
- Acceptance attendance.
- According to a request.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.