davet etmek ne demek?
- Çağırmak
Bir bakanmışım gibi beni kürsüye davet etti.
Y. K. Karaosmanoğlu - Birinin bir şeye uymasını istemek
Kimin kimi istifaya davet edeceğini pek yakında gösterecekti.
R. N. Güntekin - Yol açmak.
- Bir organizasyona, etkinliğe çağırmak
- Challenge.
- Have.
- Invite.
- To call a party.
- Call.
- Call upon.
- Cite.
- Evoke.
- Invoke.
- Load in.
- To invite.
çağırmak
- Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek
- Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek
- Binmek için bir araç istemek
- Yüksek sesle şarkı, türkü söylemek
- Invite.
- Summon.
- Invoke.
- Cry out.
- Call for.
- Call in.
davet edici bakış
- Come on
davet edilmemiş
- Uninvited
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
davet edici bakışdavet edilmemişdavet hakkıdavet seslemesidavetdavetçidavetçilikdavete icabet etmekdavete icabet etmemedavetiniz için teşekkür ederimdavedavenportDavenport boyasıdavenport diagramıdaveretmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme