davet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Çağrı, çağırma.
- Yemekli toplantı
Davet günü bir de baktım seninki elini kolunu sallaya sallaya yapayalnız teşrif buyurdular.
Nazım Hikmet - Çağırma. Ziyafet. Dua. (Osmanlıca'da yazılışı: da'vet)
- Bk. çağrı
- Çağırı. îcâba ~ önermeye çağırı.
- Bk. anımsama
Invitation.
Party.
Call.
Entertainment.
Summons.
Calling.
Challenge.
Convocation.
Vocation.
Feast.
Evocation.
Solicitation.
çağrı
- Çağrı cihazı.
- Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
- Cihazı.
- Anonim şirket gibi sermaye şirketlerinde ortakların, ödenmemiş sermayeyi tamamlamaya davet edilmeleri.
- Yargılama, duruşma, soruşturma ile ilgili bir işlem dolayısıyle, bir kişi ya da kişilerin yargıç ve savcı önüne gelmelerini isteme.
- 1. çakır gözlü. 2. mavi hareli göz. çağrı bey (990-1060). büyük selçuklu devleti hükümdarı tuğrul beyin kardeşi. çağrı bey müslüman olduğunda davud ismini aldı. kardeşi tuğrul ise muhammed ismini almıştır.
- Ünvan.
Calls.
Invitation.
Citation.
davet edici bakış
Come on
davet edilmemiş
Uninvited