yüksek sandalye ne demek?
High chair
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
yüksek sadakatli kuvvetlendirici
High fidelity amplifier
yüksek saflık
High purity.
sandalye
- Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- Makam, koltuk, mevki
Chair.
Office.
Post.
Position.
Seat (right to sit in a legislative body.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yüksek sadakatli kuvvetlendiriciyüksek saflıkyüksek sayı atmayüksek seçiklikyüksek seçim kuruluyüksekyüksek açınıkyüksek alan kaymasıyüksek alaşım çeliğiyüksek anlıksal süreçleryüksek arazi vaşağıyüksek ateşyüksek ateşim var.yüksek atlamayüksek atlama sırığıyükseğe atmakyükseğe pompalamakyükseğine gitmekyükyük kütle oranıyük akımıyük aktarım dedektörleri, CTDyük aktarımısandalyesandalye arkalığısandalye arkası örtüsüsandalye ayak desteğisandalye kavgasısandalye konformasyonusandalye oturağısandalye sazlarısandalyecisandalyeciliksandalsandal ağacısandal bağı veya şeridisandal biçimindesandal gezisi