yük ne demek?
- Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir.
F. R. Atay - Bir şeyin ağırlığı.
- Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar.
- Eşya.
- Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev.
- Tedirginlik veren şey, engel.
- Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı.
- Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin.
T. Buğra - Bir özdeğin ya da bir ortamın eksicik önelcik dengesinin bozulması ile oluşan elektriklik hali. 2 Bir elektrik çevriminin ya da bir işlergenin güç çıktısı.
- Bir yoğunlaç ya da akımsaklar üzerinde toplanmış erke.
Sumpter.
Bulk.
Burden.
Cargo.
Charge.
Encumbrance.
Fardel.
Freight.
Goods.
Haul.
Impedimenta.
Imposition.
Impost.
Incident.
Lading.
Load.
Loading.
Onus.
Plummet.
Shipment.
Stowage.
Strain.
Weight.
Brunt.
Freightage.
Millstone.
1-charge, 2- load.
1-Ladung, 2- Belastung
Ladung
Charge
yük kütle oranı
- Durgun enerji yüklü bir parçacığın elektrik yükünün (e), kütlesine (m) oranı ( e/m).
Charge-masse ratio.
Rapport de chargemasse
yük akımı
Load current.