küçük dereceyle ne demek?
- By small degrees
by
- Yakın
- Bir kenara
- Asıl gayeden uzak ifade veya fikir
- Ilâve edilen veya ikinci derecede önemli olan şey.
- Edat yanında, yakınında, nezdinde
- Yakınından, yanından
- Ile, vasıtasıyla
- (-den),tarafından
- Kadar
- Göre
küçük dere
- Rill
küçük defterdar
- Bk. Anadolu defterdarı.
derece
- Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- Denli, kadar
- Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri.
- Sıcaklıkölçer.
- Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim.
- Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi.
- Başarı gösterme.
- Sıcaklık ölçeği birimi, suyun donma noktasını 0, kaynama noktasına 100 sayarak düzenlenen bölmelerin her biri.
- Açı birimi; bir çemberin çevresi 360 eşit parçaya bölünürse bir parçayı özekten gören açı.
- Bir denklemdeki terimlerin en yüksek üstlüsünün üst sayısı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
küçük dereküçük defterdarküçük değerli şeyküçük delikküçük deniz yitircesiküçükküçük abdestküçük adküçük adamküçük agaçküçük ağaçkakanküçük ağızlıkküçük ahenk kaidesiküçük ahırbeyiküçük aileküçücükküçücük ama çok etkili şeyküçücük kalmış parçaküçücük şeyküçücüklükdereceyedereceye giremeyendereceye girmekderecederece almakderece derecederece derece artanderece derece değişenderecatderecatı kurbiyederecatı şemsiye