küçük deniz yitircesi ne demek?
- Büyük deniz kıranları sayılmayan, yolculuğun belirli zorluk ve sıkıntıları arasına girmeyen yitirce giderleri (Yüke ilişkin olanı malın iyesi, gemiye ilişkin olanı gemi iyesince ödenir).
- Particular average.
- Avarie particulier
küçük
- Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı
- Yaşı daha az olan
- Niceliği az olan
- Niteliği aşağı olan, bayağı.
- Geri aşamada.
- Değersiz, önemsiz
- Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan
- Kısık, parlak olmayan(ses)
- Small.
- Little.
küçük abdest
- Çiş, idrar, hacet.
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
küçükküçük abdestküçük adküçük adamküçük agaçküçük ağaçkakanküçük ağızlıkküçük ahenk kaidesiküçük ahırbeyiküçük aileküçücükküçücük ama çok etkili şeyküçücük kalmış parçaküçücük şeyküçücüklükdenizdeniz adamıdeniz akıntılarıdeniz akıntısıdeniz alabalığıdeniz alasıdeniz alçalmasıdeniz algıdeniz altıdeniz altı alıcısıdenideniabledenialdenial of service dos attackdenial of the holocaust