imkan vermek ne demek?

  1. Olanak sağlamak. Bir işin olmasına elverişli ortamı hazırlamak.

    Nasıl boş bulunup o gazeteci kızın resmini çekmesine imkân verdi?

    A. İlhan
  2. (en)Pave the way for.

imkan tanımak

  1. (en)Give smb. a show.

imkan

  1. Olanak.
  2. Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak
  3. Bk. olanak
  4. Bk. olumsallık
  5. Olanak.
  6. Bk. olanaklılık yöneticisi
  7. Mümkün olmak. Olacak halde bulunmak. (Bak: Hudus) (Osmanlıca'da yazılışı: imkân)
  8. (en)Possibility, chance, facility, feasibility, handle, the possible, potentiality.
  9. (en)Possibility.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

imkan tanımakimkanimkanatimkanı adıimkanı aklıimkanı olmakimkanı örfıimkanı vehmıimkanı yokimkanı zatıvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın