cilve yapmak ne demek?
- Nazlanmak, kırıtmak
Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme!
A. İlhan - Coquet.
cilve kutusu
- Çok cilveli kadın.
- İşvebaz, şuh.
cilve
- Yeni gelin duvağının kaldırılması merasiminin ve bu münasebetle güveyin geline verdiği hediyenin (Türk yüz görümlüğü) adıdır.
- Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- Görünme, ortaya çıkma, tecelli
- Işve, naz
- Esma-I İlahinin tecellisi.
- Coquetry.
- Coquettish airs.
- Archness.
- Manifestation.
- Twist.
yapmak
- Yol almak
- Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak
- Salgılamak, çıkarmak
- Dışkı çıkarmak
- Gerçekleştirmek
- Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek
- Evlendirmek
- Bir durum yaratmak
- Edinmek, sahip olmak
- Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
cilve kutusucilvecilvebazcilvegahcilvegercilvei iradecilvekarcilvekünancilvelenmecilvelenmekcilvahcilvazcilcilacila bezicila bitiricicila çekmekyapmakyapmak istemekyapmak istememekyapmak pek de kolay değilyapmak üzereyapmak üzere olmakyapmak yada bozmakyapmak zorunda kalmakyapmakla meşgul olmakyapmakla şeref duymakyapmayapma aydınlatmayapma beyapma bebekyapma bezem