cilve ne demek?
Kökeni: Arapça
- Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür.
P. Safa - Işve, naz
- Görünme, ortaya çıkma, tecelli
Denizin çok cilvelerini tattık, diyordu.
R. N. Güntekin - Yeni gelin duvağının kaldırılması merasiminin ve bu münasebetle güveyin geline verdiği hediyenin (Türk yüz görümlüğü) adıdır.
- Esma-I İlahinin tecellisi.
- Coquetry.
- Coquettish airs.
- Archness.
- Manifestation.
- Twist.
- Grace manifestation.
- Apparition.
- Phenomenon.
cilve kutusu
- Çok cilveli kadın.
- İşvebaz, şuh.
cilve yapmak
- Nazlanmak, kırıtmak
- Coquet.