yapma ne demek?
- Karşısındakini, ilgilendiği işten alıkoymak için söylenir.
- Doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, suni, sahici karşıtı
Eliyle bahçenin dökme taştan yapma mağaralarından birini göstererek...
Y. K. Karaosmanoğlu - İçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan, yapmacık
Fakat fazla içliliği erkekliğe yakıştıramadığından kendini her zaman yapma bir sertliğin arkasına gizlerdi.
H. Taner - Yapmak işi.
- Bk. yapım
Made.
Done.
Pretented.
Doing.
Building.
Bogus.
Affected.
Mannered.
Mock.
Artificial imitation.
Feigned.
Factitious.
Knock it off.
Manufacture.
Nark it.
Rendering.
Sack.
Perpetration.
Artificial, dummy, imitated, postiche, sham, spurious.
Artificial.
Dummy.
Imitated.
Postiche.
Sham.
Spurious.
Accomplishment.
Acquittal.
Construction.
Execution.
Exercise.
Fulfillment.
Fulfilment.
Implement.
Making.
Pursuance.
Achievement.
Discharge.
Erection.
Fabrication.
False.
Foundation.
Imitation.
Observance.
Performance.
Transaction.
yapım
- Yapma işi, inşa, imal.
- Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal.
- Özümleme.
- Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, prodüksiyon.
- Bir tiyatro yapıtının tam olarak seyirci için üretilmesi işlemi.
- Bir filmin gerçekleştirilmesi için yapılan çalışmaların tümü
- Bu çalışmaların ürünü (belli bir ülkenin, belli bir dönemin, belli bir okulun,yapımevinin ürünü). TV
- Bir televizyon izlencesini gerçekleştirmek için gerekli çalışmaların tümü
- Bu çalışmaların ürünü.
Production, film production (making), 3-4.
yapma aydınlatma
- Güneş ışığının dışındaki kaynaklardan yararlanarak gerçekleştirilen aydınlatma. Doğal aydınlatmanın karşıtı.
Artificial lighting.
Künstliche Beleuchtung
Éclairage artificiel
yapma be
Christ no.