cilvekar ne demek?
- Cilveli
Herkesle şakalaşıyordu; daima neşeli, keyifli, cilvekâr bir kadındı.
E. E. Talu - Cilveli, cilve yapan.
- Cilveli. Nazenin. (Osmanlıca'da yazılışı: cilvekâr)
cilveli
- Cilvesi olan, cilve yapan, cilvekâr, cilvebaz.
- Naz, dilberce davranış.
- Coquettish.
- Arch.
- Flirtatious.
- Come hither.
- Demure.
- Kittenish.
cilvekünan
- Cilve yaparak. (Osmanlıca'da yazılışı: cilvekünân)
cilve
- Yeni gelin duvağının kaldırılması merasiminin ve bu münasebetle güveyin geline verdiği hediyenin (Türk yüz görümlüğü) adıdır.
- Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- Görünme, ortaya çıkma, tecelli
- Işve, naz
- Esma-I İlahinin tecellisi.
- Coquetry.
- Coquettish airs.
- Archness.
- Manifestation.
- Twist.