buluşmaya gitmek ne demek?
- Keep an appointment.
keep
- Tutmak.
- (dükkan) sahibi olmak, işletmek.
- Temelli almak, alıkoymak
- Uymak, kalmak, durmak
- Kutlamak
- Saklamak, elde tutmak, muhafaza etmek
- Bulundurmak, sağlamak, korumak, bakmak, göz kulak olmak.
- Idame etmek, sürdürmek, devam ettirmek
- Yedirip içirmek, ücretle maiyetinde tutmak
- Metres olarak tutmak
buluşma
- Buluşmak işi
- Appointment.
- Date.
- Rendezvous.
- Meeting.
- Assignation.
- Tryst.
- Venue.
- Encounter.
- Contact.
buluşma yeri
- Buluşulacak yer.
- Meeting place.
- Meet.
- Rendezvous.
- Tryst.
- Trysting place.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.