gitmek ne demek?
- Bir yere doğru yönelmek
Yol yaptırmaktan maksat, insanların gitmek istedikleri yere, güvenle, rahatça gidip gelmelerini sağlamaktır.
N. Cumalı - Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
Ama böyle giderse, Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin.
M. Ş. Esendal - Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.
- Depart.
- Head for.
- Betake oneself to.
- Bugger off.
- Give.
- Go together.
- Head.
- Hop it.
- Hop off.
- Repair.
- Resort.
- Steer for.
- Step.
- Strike out.
- Take to.
- Wend one's way.
- Work in with.
- Become.
- Blend.
- Flit.
- Gravitate.
- Move.
- Nose.
- Retire.
- Retreat.
- Ride.
- Sail.
- Sneak.
- Steam.
- Travel.
- Trot.
- To go.
- To leave.
- To depart.
- To make a move.
- To leave for.
- To attend.
- To get on with sth.
- To go off.
- To move off.
- To travel.
- To make.
- To go with.
- To suit.
- To become.
- To fit.
- To be suitable.
- To be enough.
- To suffic.
- To go away.
- Be lost.
- To lead.
- To last.
- To be enough for.
- To disappear.
- To have recourse to.
- Betake.
- Buzz.
- Drive off.
- To do a fade.
- Flock.
- Gang.
- Get off.
- Go about.
- Hit the road.
- To take one's hooks.
- Make.
- Make tracks.
- Roll.
- Apply.
- Run.
- Fare.
- Turn to.
gitmek üzere
- Bound.
gitmek üzere ayrılmak
- Make tracks for.