buluşmak ne demek?
- Bir araya gelmek.
- Karşılaşmak.
- Önceden belirlenmiş bir yer ve zamanda bir araya gelmek
Ertesi gün yine pastacıda buluştular.
P. Safa - Kavuşmak
Yâr ile buluşsak bir tenha yerde / Duyarlar rakipler söz olur gider.
Âşık Veysel Meet.
Get together.
Date.
Date up.
Happen on.
Happen upon.
Convene.
To meet.
To come together.
Forgather.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
buluşma
- Buluşmak işi
Appointment.
Date.
Rendezvous.
Meeting.
Assignation.
Tryst.
Venue.
Encounter.
Contact.
buluşma yeri
- Buluşulacak yer.
Meeting place.
Meet.
Rendezvous.
Tryst.
Trysting place.