azamet satmak ne demek?
- Çalım satmak, böbürlenmek.
Onun yerinde kim olsa bu kadar azamet satardı.
P. Safa - Büyüklük taslamak.
çalım
- Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi.
- Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması.
- Gösteriş, karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan davranış, kurum, caka.
- Biraz benzeme, andırma.
- Kılıcın keskin yanı.
- Menzil, erim.
- Bir oyuncunun topu ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak devinimlerle aldatıp geçmesi. (Toplu ya da topsuz olarak yapılır.)
- Tavır, eda.
- Dribble.
- Swagger.
azamet
- Büyüklük, ululuk
- Gurur
- Görkem, gösteriş.
- Çalım, kurum, tekebbür.
- Debdebe.
- Kibir.
- Heybet.
- Ululuk.
- Büyüklük, Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğü.
- Assumption.
azametfüruş
- Kibirlenen. Büyük görünmek isteyen. (Osmanlıca'da yazılışı: azamet-fürûş)
satmak
- Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek
- Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
- Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
- Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek.
- Bir yolunu bularak birinden ayrılmak.
- (Tul.): Bir jestin, bir mimiğin, bir tümcenin, bir bölümcüğün altını çizmek, vurgulayıp belirtmek.
- Sell.
- Market.
- Dispose of.
- Offload.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
azametazametfüruşazametle dalgalanmakazametle yürümekazametliazametli kimseazametli tavırazametli yürüyüşazamettinazametullahazameazameddinazamazaaza çoğa bakmamakaza kanaat etmekaza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamazaza olmaksatmaksatmak için alsatmasatma payısatmalına yazılığısatSAT 1SAT 2SAT 3sat idle