aza kanaat etmek ne demek?
- Yetinmek, elindeki ile geçinmek; halinden mutlu olmak.
- Do with less.
aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- Büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.
aza
- Üye
- Vücut parçası, organ
- Bk. üye
- (uzv'un çoğulu) üye.
- (Uzv. C.) Bedenin her bir uzvu. (Osmanlıca'da yazılışı: a'za)
- (C.: Uza) Kertenkele.
- Başa gelen musibete sabretmek.
- Member.
- Limbs.
- Organs.
kanaat
- Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum.
- Kanma, inanma.
- Kanış, kanı, inanç, düşünce
- Kanı.
- Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helal ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dunhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)
- Opinion.
- Reading.
- Conviction.
- Feeling.
- Idea.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamazazaaza çoğa bakmamakaza olmakaza razı olmakaza sormuşlar nereyeaza sormuşlar nereye, çoğun yanına demişazabazabengizazabı cehennemazaz alkollüaz ateş çok odunu yakaraz azaz beslenmişkanaatkanaat derecesikanaat etmekkanaat getirmekkanaat iklimikanaat liderikanaat notukanaat notu devresikanaatbahşkanaatkarkanakana aitkana bulamakkana değiştirkana etki eden ilaç