aza ne demek?
- Üye
Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti.
R. N. Güntekin - Vücut parçası, organ
Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bk. üye
- (uzv'un çoğulu) üye.
- (Uzv. C.) Bedenin her bir uzvu. (Osmanlıca'da yazılışı: a'za)
- (C.: Uza) Kertenkele.
- Başa gelen musibete sabretmek.
Member.
Limbs.
Organs.
Member.
Participant.
Associate.
Limb.
üye
- Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
- Omurgalılarda, kol ve bacaklar.
- Karar yetkisi bulunan meclis, kurul, yarkurul, yargılık gibi topluluklara katılan ve oy kullanan görevli kimselerden her biri.
Associate.
Insider.
Member.
Member aza.
Organ.
Affiliate.
Enrollee.
üye
- Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
- Omurgalılarda, kol ve bacaklar.
- Karar yetkisi bulunan meclis, kurul, yarkurul, yargılık gibi topluluklara katılan ve oy kullanan görevli kimselerden her biri.
Associate.
Insider.
Member.
Member aza.
Organ.
Affiliate.
Enrollee.
aza çoğa bakmamak
- Olanla yetinmek. Az ya da çok demeden olduğu kadarı ile yetinmek.
aza kanaat etmek
- Yetinmek, elindeki ile geçinmek; halinden mutlu olmak.
Do with less.