satmak ne demek?
- Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek
Geniş arazisini parselleyip sattı.
T. Buğra - Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
Onun yerinde kim olsa bu kadar azamet satardı.
P. Safa - Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
Herhâlde beni de satmasını bilmiş olacaktı ki, hatırlılar masasında ehemmiyetli bir adam gibi karşılandım.
R. N. Güntekin - Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek.
- Bir yolunu bularak birinden ayrılmak.
- (Tul.): Bir jestin, bir mimiğin, bir tümcenin, bir bölümcüğün altını çizmek, vurgulayıp belirtmek.
- Sell.
- Market.
- Dispose of.
- Offload.
- Push off.
- Resell.
- Unload.
- Vend.
- Flog.
- Realize.
- Trade.
- To sell.
- To pretend.
- To flog.
- To get rid of.
- To choke off.
- To dispose of sb/sth.
- To sell sb out.
- To effect on sale.
- To conclude a sale.
- To put on a show of.
- To affect.
- To deal in.
- To assume.
- To vaunt.
- Dispose.
- Flag.
- Flog off.
- Handle.
- Trade off.
- Give the game away.
- Sell smb. down the river.
satmak için al
- Have for sale
satma
- Satmak işi.
- Selling.
- Sale.
- Disposal.
- Sell.