vaziyet takınmak ne demek?
Pose
pose
- Takınılan tavır.
- Şaşırtmak, hayrete düşürmek, susturmak.
- Poz vermek, tavır takınmak, taslamak, poz verdirmek, sormak, soru sorarak şaşırtmak
- Vaziyet almak
- Vaziyet takınmak
- Gibi görünmek
- Belirli bir vaziyette dikmek, vaziyet vermek
- Arzetmek
- Soru halinde ortaya atmak
- Vaziyet, poz, duruş
vaziyet
- Durum, tavır, hâl
- Konum.
- El koyma.
- Bk. konum
- Doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranyalisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon.
Condition.
Position.
State.
Things.
Circumstance.
vaziyet alış
Attitude
takınmak
- Kendine takmak.
- Bir nitelik veya durum almak
To assume.
To put on.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
vaziyetvaziyet alışvaziyet almakvaziyet baladıvaziyet etmekvaziyet kontrolüvaziyet planıvaziyet tespit edici tetkikvaziyeti kurtaran bahanevaziyeti kurtarmakvazifevazife aşkıvazife etmekvazife görmekvazife kurbanıtakınmaktakınmatakınmamaktakınaktakınaklıtakınaklı davranıştakınaklı zorunlu tepkitakınaksıztakıtakı muallatakıcıtakılan kancatakılan kimse