tutsak düşmek ne demek?
- Esir olmak, hükmü altına girmek
Geleneğe, ahlaki kaygılara tutsak düşüyor.
S. İleri
tutsak
- Savaşta ele geçen düşman, esir.
- Gitmesine, serbestçe hareketine engel olunan.
- Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse
- Captive.
- Hostage.
- Prisoner.
- In chains.
- Prisoner of war.
- Captive /.
tutsak etmek
- Engel olmak, alıkoymak oyalamak.
- (düşman için) savaşta ele geçirmek.
- (mecazi) kendisine ya da birine bağımlı duruma getirmek.
- Capture.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tutsaktutsak etmektutsak olmaktutsak pazarıtutsak su örtüsütutsaklıktuttut kelin perçemindentut tuttutacaktutaçdüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek