tutsak ne demek?
- Savaşta ele geçen düşman, esir.
- Gitmesine, serbestçe hareketine engel olunan.
Hayatı anlamazsan tutsak olduğunu bile bilemezsin, hakkını arayamazsın.
E. Işınsu - Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse
Her insan kendi kuruluşuna uygun bir romantizmin tutsağı.
A. İlhan Captive.
Hostage.
Prisoner.
In chains.
Prisoner of war.
Captive /.
tutsak düşmek
- Esir olmak, hükmü altına girmek
tutsak etmek
- Engel olmak, alıkoymak oyalamak.
- (düşman için) savaşta ele geçirmek.
- (mecazi) kendisine ya da birine bağımlı duruma getirmek.
Capture.