düşmek sukut etmek ne demek?

  1. (en)Degenerate

degenerate

  1. Dejenere olmak
  2. Yozlaşmak
  3. Dejenere
  4. Soysuzlaşmış
  5. Alçalmış
  6. Bozulmak, soysuzlaşmak
  7. Düşmek
  8. Cinsi bozulmak, daha alçak bir duruma düşmek
  9. Yozlaşmış
  10. Soyu bozulmak

düşmek

  1. Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
  2. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
  3. Yere devrilmek, yere serilmek.
  4. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
  5. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
  6. Yağmak.
  7. Vurmak, değmek, rastlamak
  8. Vakti gelmeden ölü doğmak.
  9. Sâkıt olmak, sukut etmek.
  10. Arkasından gitmek, peşini bırakmamak

düşmek üzere olmak

  1. (en)Totter to it's fall.

sukut

  1. Düşme
  2. Düşme. ~ ı hak: hak düşümü. ~ ı hak müddeti:hak düşümü süresi.
  3. Düşme. Yukardan aşağıya birden iniverme.
  4. (en)Falling.
  5. (en)Fall.
  6. (en)Degradation.

etmek

  1. Bir işi yapmak
  2. Bir durumu ortaya çıkarmak.
  3. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
  4. Bulmak, erişmek
  5. Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
  6. Herhangi bir değerde olmak
  7. Vermek.
  8. Eşit değer kazanmak.
  9. (en)Step.
  10. (en)Say.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

düşmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemeksukutsukut etmeksukut sebeplerisukutı hakksukutı musammemsukutiyesukutu haksukutu hayalsukutu mutlaksukutuhayalsukubsukubesukufsukufu büyutsukuk
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın