düşman ne demek?
- Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır.
S. F. Abasıyanık - Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor.
A. Gündüz - Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
Dostumuza güvenmeyelim de, düşmanımıza mı güvenelim?
B. R. Eyuboğlu - Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.).
- Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse.
- Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse.
- Enemy.
- Antagonistic.
- At enmity with.
- Inimical.
- Antagonist.
- Adversary.
- Opponent.
- Hostile.
düşman ağzı
- Düşmanın uydurduğu söz.
- Bir durumu kötü gösteren söz.
düşman başına
- Kötü bir durumun ağırlığını göstermek için kullanılır.