tesadüm ne demek?

  1. Vuruşma. Şiddetle çarpışma.
  2. Bk. çatışma

çatışma

  1. Çatışmak işi
  2. Silahlı büyük kavga, arbede.
  3. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma.
  4. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
  5. Kenetlenme.
  6. Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum.
  7. Birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu.
  8. (en)Tie tie.
  9. (en)Clash.
  10. (en)Battle.

tesadümü efkar

  1. Fikirlerin çarpışması. Münazara.(Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkar ise: Maksadda ve esasta ittifak ile beraber, vesailde ihtilaf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hizmet eder. Fakat tarafgirane ve garazkarane firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk, şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkardan "barika-i hakikat" değil, belki fitne ateşleri çıkıyor. Çünkü maksadda ittifak lazım gelirken, öylelerin efkarının küre-i arzda dahi nokta-i telakisi bulunmaz. Hak namına olmadığı için, nihayetsiz müfritane gider. Kabil-i iltiyam olmayan inşikaklara sebebiyet verir. Hal-i alem buna şahittir. M.) (Osmanlıca'da yazılışı: tesadüm-ü efkâr)

tesadüf

  1. Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi
  2. Rastlantı, rast geliş.
  3. Bk. rastlantı
  4. Rastgelme. Bir şey kendiliğinden olma. Tedbirsiz meydana gelme. (Bak: Delil-i inayet)
  5. (en)Fortuity.
  6. (en)Chance.
  7. (en)Encounter.
  8. (en)Accident.
  9. (en)Conjunction.
  10. (en)Contingency.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tesadümü efkartesadüftesadüf edentesadüf etmektesadüfe bağlıtesadüfentesadaftesadaf etmektesabitesabuhattesabuktesabürtesacül
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın