tesadaf etmek ne demek?
- Rastlamak, rast gelmek.
- [tesadüf etmek] happen by chance, hap, happen.
tesadaf
- Yalnız olasılıklara bağlı olduğu düşünülen olayların görece nedeni.
- [tesadüf] adj. fluky, flukey.
tesadüf
- Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi
- Rastlantı, rast geliş.
- Bk. rastlantı
- Rastgelme. Bir şey kendiliğinden olma. Tedbirsiz meydana gelme. (Bak: Delil-i inayet)
- Fortuity.
- Chance.
- Encounter.
- Accident.
- Conjunction.
- Contingency.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.