tesadüf etmek ne demek?
- Rastlamak, rast gelmek, denk gelmek.
Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse!
M. Ş. EsendalBunlar hakkında beni tatmin edebilecek hiçbir malumata tesadüf edemedim.
A. H. Çelebi - Happen by chance, hap, happen.
tesadüf eden
- Coincident.
tesadüf
- Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi
- Rastlantı, rast geliş.
- Bk. rastlantı
- Rastgelme. Bir şey kendiliğinden olma. Tedbirsiz meydana gelme. (Bak: Delil-i inayet)
- Fortuity.
- Chance.
- Encounter.
- Accident.
- Conjunction.
- Contingency.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tesadüf edentesadüftesadüfe bağlıtesadüfentesadüfen bultesadüfen bulmaktesadüfen duymaktesadüfen gelen bemol ya da diyeztesadüfen gelmektesadüfen karşılaşmaktesadaftesadaf etmektesabitesabuhattesabuktesabürtesacületmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme