çatışma ne demek?
- Çatışmak işi
Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum.
Çetin Altan - Silahlı büyük kavga, arbede.
Sokak ortasındaki çatışmada iki kişi hayatını kaybetti.
- Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma.
- Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
- Kenetlenme.
- Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum.
- Birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu.
- Tie tie.
- Clash.
- Battle.
- Run-in.
- Conflict.
- Disagreement.
- Brush.
- Coincidence.
- Collision.
- Rencontre.
- Scrimmage.
- Skirmish.
- Aggression.
- Argument.
- Dispute.
- Impingement.
çatışmak
- Birbirine çatmak veya çatılmak
- Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.
- Karşılıklı vuruşmak, kavga etmek.
- Kavga etmek.
- Deve ve köpek çiftleşmek.
- Aynı zamana rastlamak.
- Clash.
- Coincide.
- Collide.
- Conflict.
çatışma bilgisi
- Conflict information.
çatışma noktasına gelmek
- Be on collision course.