oyun yapmak ne demek?
- Sp. 1) güreşte rakibe oyun uygulamak; 2) mec. hile yapmak.
- Play smb.
- Trick, play a trick on smb., play pranks on smb.
oyun yasaklaması
- Zararlı görülen bir oyunun oynanmasına kanun yoluyla engel olmak. Ancak bu yasaklama, sonraları, bilgisiz kimselerin elinde kötüye kullanılmış ve tiyatroya zarar vermiştir. Oyun sansürü.
- Dramatic censorship.
oyun yazarı
- Tiyatro, radyo ve televizyonda sahnelenmek veya oynanmak üzere piyes, skeç türü eserler kaleme alan sanatçı, dramaturg.
- Tiyatro sanatının kurallarına ve gereklerine uygun, seyirci karşısında oynanmak üzere oyun yazan kimse. Yazarlık konusunda, belli ilkeler ve teknik bilgiler gerektirdiğinden, doğuştan yaratıcılık dışında, öğrenme gerektiren yazarlık kolu.
- Play wright.
- Playwright, dramatist, dramatic author.
- Auteur dramatique
yapmak
- Yol almak
- Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak
- Salgılamak, çıkarmak
- Dışkı çıkarmak
- Gerçekleştirmek
- Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek
- Evlendirmek
- Bir durum yaratmak
- Edinmek, sahip olmak
- Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
oyun yasaklamasıoyun yazarıoyun yazarlığıoyun yerioyun yuvasıoyunoyun alanıoyun alanı ışıldağıoyun almakoyun araçlarıoyun arkadaşıoyun ayarlarıoyun ayarlarını yaparoyun babasıoyun bağlamaoyu belirten vasıtaoyuğa koymakoyukoyuk açmakoyuk ispityapmakyapmak istemekyapmak istememekyapmak pek de kolay değilyapmak üzereyapmak üzere olmakyapmak yada bozmakyapmak zorunda kalmakyapmakla meşgul olmakyapmakla şeref duymakyapmayapma aydınlatmayapma beyapma bebekyapma bezem