oyuk ne demek?
- Oyulmuş, içi boş ve çukur olan yer
Birbirine karışmış nal oyuklarından gündüz beş on kişilik bir devriyenin geçip gittiği anlaşılıyordu.
F. R. Atay - Kullanım kolaylığı veya güzel bir görünüm sağlamak amacıyla gitarın gövdesi üzerinde oyulmuş bölümler.
- Metal yüzeylerinin, tuzlu sularda çok şiddetli titreşimler sonucu oluşan mekanik hasarı.
- Toplam basıncın azalması sonucunda sıvıda yerel çukurların oluşması ve bu çukurların çökmesi sonucu oluşan itici basınçla komşu katı yüzeylerinde gözlenen mekanik hasar.
- Cavity, cavition.
- Hollow.
- Hallow.
- Cavity.
- Cavern.
- Hole.
- Alcove.
- Bore.
- Burrow.
- Excavation.
- Gouge.
- Niche.
- Pocket.
- Sinus.
- Socket.
- Breach.
- Fold.
- Pitting.
- Hollowed out.
- Hollow place.
- Cave.
- Grot.
- Slap.
- Crater.
- Cavitation.
- Indentation.
- Rabbet.
- Scoop.
- Groove.
- Chasm.
- Pitter.
- Gain.
- Gully.
- Pigeon hole hollow.
- Concave.
- Chute.
- Recess.
- Vein.
- Contour.
- Cavitacion
oyuk açmak
- Burrow.
oyuk ispit
- Hollow spoke