kefaret vermek ne demek?
- Atone for, expiate.
atone
- Gönlünü almak
- Kefaret etmek
- Karşılığını ödemek
- Affettirecek harekette bulunmak
- Telafi etmek
kefaret etmek
- Telafi etmek
- Redeem
kefaret ödeyen kimse
- Penitent.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kefaret etmekkefaret ödeyen kimsekefaret örtüsükefaret türündenkefaretkefaretin ödenmesikefaretini ödemekkefakefaetkefafkefaf akefafı nefskefkef kef geçmekkef kiefvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious