kefa ne demek?
- Sıkıntı, meşakkat, mihnet.
- Kabı başaşağı etmek, ters çevirmek.
kefaet
- Denklik. Denk olmak. Beraberlik. Bir şeye yeterlik. Küfüv oluş.
kefaf
- Ancak yaşayabilecek kadar olan rızık.
- Just enough food to tide one over.
- Âây nefs etmek to eat just enough to tide one over.