kıtır atmak ne demek?
- Yalan uydurup söylemek.
- Argo yalan söylemek: Kim dedi bunu sana, Kâmil Bey mi? Boş ver kardeş, inanma sakın, kıtır atıyorlar, moralimizi bozmak istiyorlar. -A. İlhan.
- To lie, to spin a yarn.
yalan
- Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, kıtır
- Gerçek olmayan, asılsız, uydurma.
- Hollow.
- Made-up.
- Mendacious.
- Quack.
- Telltale.
- Untrue.
- Untruthful.
- Deceit.
kıtır kıtır
- Çok pişirilmekten veya kızartılmaktan kuru ve gevrek bir duruma gelmiş olan.
- Gevrek bir ses çıkararak.
- Brittle, crunchy, crusty, crisp.
kıtır kıtır yeme
- Scrunch.
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
- Discard.
- Scut ch.