kıtı kıtına ne demek?
- İhtiyaca zor yetecek ölçüde.
- Barely, scarcely.
kıtık
- Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri.
- Ucuz oturma mobilyalarının döşenmesinde dolgu gereci olarak kullanılan ve keten, kendir artıklarından yapılan düşük değerli, esnekliği az, bitkisel gereç.
- Bk. kıtık
- Flax waste, tow, cotton waste.
kıtık gibi
- Birbirine dolaşmış.
kıta
- Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara.
- Askerlerin bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik
- Dörtlük
- Parça, tane.
- Bk. anakara
- Kesme, parçalama, kat etme.
- (C.: Kıtat) Dünyanın kara parçalarından her biri. (Osmanlıca'da yazılışı: kıt'a)
- Continental.
- Corps.
- Detachment.