atma ne demek?
- Atmak işi.
- Bir taraftan öbür tarafa uzatılan ağaç parçası veya uzunca maddeler.
- Pamuktan dokunmuş bir tür bez. (Dokumacılık)
- Atmak işiyle meydana gelmiş olan.
- Aşı ve sürgünlerin kendiliğinden ayrılması.
- Patlayıcı yardımıyla herhangi bir maddeyi veya toprağı parçalara ayırma.
- Resmin renginin güneş ışığında kalarak uçması.
- The soul which is considered immortal.
- Inner Reality , , Soul, but also: body, spirit, senses End of the I-illusion; Self-remembrance in unity with Krishna Atma: 'the Sun of Suns, the Effulgence of Effulgences; it is the Supreme Light, the Swayamjyothi, the Self-effulgent' Atma: Unconquerable, indestructible, unlimited, the Existence-Knowledge-Bliss-wave of the ocean that is God.
- Atma.
- Throwing.
- Projectile.
- Throw.
- Shoot.
- Chuck.
- Cast.
- Ejectment.
- Banishment.
- Bragging.
- Elimination.
- Postpone.
- Fling.
- Heave.
- Heaving.
- Hurl.
- Inset.
- Ouster.
- Pelt.
- Volley.
- Discharge.
- Expulsion.
- Projection.
- Toss.
- The act of throwing / expelling / boosting.
- Crosspiece.
- Blasting.
- Blow-up.
- Ballistic.
- Warp.
- Ejection.
- Pulsation.
- Rejection.
- Launching.
- Dropping.
- Sling.
- Bowing.
- Trimming.
- Surge.
- Shunt.
- Pitching.
- Casting.
- Shooting.
- Universal spirit The divine Monad The seventh principle, so-called in the septenary constitution of man.
- Another name for the Soul.
- The spiritual principle.
- Soul, an integral part of Brahma present in all.
- The Self.
- The self ;soul.
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
- Discard.
- Scut ch.
atma dairesi
- Bk. atma döngüsü
atma döngüsü
- İçinde, disk, gülle, çekiç atma yarışları yapılan 2. 50 m. çapında (çekiç atmada 2.13, 5 m.), çevresi 76 mm. lik metal yada demirle kuşatılmış, tabanı sert, yuvarlak alan.
- Circle.
- Stoos-und Wurfkreis
- Cercle