kıtıra almak ne demek?
- Alay etmek.
- To mock, to scoff, to make fun of.
alay
- Ses tonu, söz, davranış vb. yollarla biriyle, bir şeyle eğlenme, küçümseme.
- Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu.
- Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk.
- Çok kalabalık.
- Bütün, hep.
- Geçit resmine, gösteri yürüyüşüne katılan asker birliği ya da insan topluluğu.
- Bir törende, gösteride yer alan kalabalık.
- Uygur yazılarında adı geçen kahraman.
- Üç taburdan oluşan asker topluluğu.
- 3-4 tabur piyade veya 5 bölük süvari askerinden mürekkep kuvvet.
kıtır
- Kuru ve gevrek ses.
- Uydurma söz, yalan.
- Patlamış mısır.
- Story.
- Crackly sound.
- Popcorn.
kıtır atmak
- Yalan uydurup söylemek.
- Argo yalan söylemek: Kim dedi bunu sana, Kâmil Bey mi? Boş ver kardeş, inanma sakın, kıtır atıyorlar, moralimizi bozmak istiyorlar. -A. İlhan.
- To lie, to spin a yarn.
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.