kıtık gibi ne demek?
- Birbirine dolaşmış.
Saçları kıtık gibi birbirine dolanmıştı.
B. Büyükarkın
birbirine
- One another.
kıtık
- Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri.
- Ucuz oturma mobilyalarının döşenmesinde dolgu gereci olarak kullanılan ve keten, kendir artıklarından yapılan düşük değerli, esnekliği az, bitkisel gereç.
- Bk. kıtık
- Flax waste, tow, cotton waste.
kıtıklama
- Kıtıklamak işi.
gibi
- ...-e benzer
- O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
- İmişçesine, benzer biçimde
- ...-e yakışır biçimde.
- Like.
- Kind of.
- Something like.
- Fashion.
- Such as.
- Wise.