hareketsiz durumda olmak ne demek?
- Sleep
sleep
- Fırıl fırıl dönmek
- Çok hızlı dönmek
- Yatacak yer sağlamak
- Gecelemek, kalmak
- Uyuşuk bir halde olmak
- Hareketsiz durumda olmak
- Uyumak, uyuklamak
- Uyku
hareketsiz
- Hareket etmeden, kıpırdamadan
- Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan
- Motionless.
- Immobile.
- Inactive.
- At rest.
- Dormant.
- Flat.
- Inert.
- Ponderous.
hareketsiz donam
- Ağda kenar gözelerin yaka ipine veya bir çerçeveye donam ipile birebir bağlanması.
- Motionless ornament.
durum
- Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- Duruş biçimi, konum.
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
- İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
- Bkz. hal.
- Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.
- State.
- Wheat with hard dark-colored kernels high in gluten and used for bread and pasta; grown especially in southern Russia, North Africa, and northern central North America.
- Condition.
- Situation.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hareketsizhareketsiz donamhareketsiz eklemlerhareketsiz filmhareketsiz hale getirmehareketsiz hale getirmekhareketsiz ışık köprüsühareketsiz kalmakhareketsiz montajhareketsiz planhareketselharekethareket alanıhareket anahtarihareket analizihareket anlayışıdurumdurum açısıdurum almakdurum analizidurum baladıduruduru açınıkduru denklemiduru sesdurualpdurdur bakayımdur bindur durakdur durak yok