hareket ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon.
- Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı.
R. H. Karay - Davranış, tutum
Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır.
H. E. Adıvar - Yola çıkma.
- Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım.
- Yer sarsıntısı, deprem
- Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri.
- Deprem
Ben diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim.
Memduh Şevket Esendal - Bk. devinim
- Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
- Bk. devim
- Bir organizmanın çeşitli kısımlarının birbirine göre durumunu ya da yerini değiştirmesi.
- Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi.
- Yangıyla ilgili olaylarda; akyuvarların uygun koşullar altında yapılarındaki miyozin ve aktin gibi kontraksiyonu sağlayan proteinleri vasıtasıyla etkin olarak damarlardan dışarı çıkma hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü, lokomosyon.
- Bir yerden diğer yere gitme hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü.
- Atın bacaklarının hareketi.
- Kımıldanma. Davranış. Yola çıkmak. Bir cismin sabit bir noktaya göre yerinin veya durumunun değişmesi. Sarsıntı.
- Drive.
- Function.
- Traffic.
- Dispatching.
- Movement.
- Transaction.
- Movemnt.
- Locomotion, action.
- Action.
- Move.
- Motion.
- Starting.
- Behavior.
- Behaviour.
- Bearing.
- Conduct.
- Demeanour.
- Deportment.
- Gesture.
- Locomotion.
- Play.
- Setout.
- Step.
- Stroke.
- Activity.
- Deed.
- Departure.
- Front.
- Life.
- Start.
- Stir.
- Earthquake.
- Tremor.
- Leaving.
- Performance.
- Proceeding.
- Procedure.
- Exploit.
- Set-out.
- Take-off.
- Running.
- Motion
- Mouevment
devinim
- Devinme işi, hareket
- Bir toplumdaki olayların ana özelliğini, varlık biçimini belirleyen toplumsal süreçlerin bütünü.
- Bir ruh durumundan başka bir ruh durumuna geçiş.
- Bir düşünce sürecinin başlaması, hareket.
- Zaman içinde durum değiştirme.
- Durağan bir noktaya göre devinmekte olan bir nesnenin durumu, devim, hareket.
- Tarihin akışı içinde var olan düzeni değiştirmeye zorlayan " toplumsal, tinsel vb. güçlerin baskısı.
- Bir nesnenin konumunun zamana bağlı olarak değişimi; olay çatkısına göre incelenir.
- Olabilirlikten gerçekliğe geçiş
- Yer değiştirme; bir noktanın uzaydaki bir durumdan başka bir duruma geçişi; zaman içinde durum değiştirme
hareket alanı
- Swing, elbowroom.
hareket anahtari
- Action switch