olmak ne demek?
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu.
S. F. Abasıyanık - Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir.
T. Buğra - Bir şeyi elde etmek, edinmek
Nihayet ben mal sahibi olacağıma göre rahattım.
S. F. Abasıyanık - Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
- Exist.
- Occur.
- Take place.
- Have.
- Mature.
- Befall.
- Come about.
- Come off.
- Come over.
- Eventuate.
- Fare.
- Be situated.
- Go on.
- Hatch.
- Turn.
- Come.
- Form.
- Grow.
- Reign.
- Transpire.
- To be.
- To become.
- To exist.
- To happen.
- To occur.
- To take place.
- To go no.
- To come about.
- To transpire.
- To get.
- To fit.
- To be suitable for.
- To be present.
- To ripen.
- To mature.
- To catch.
- To have.
- To undergo.
- To be ready/prepared/cooked.
- To be done out of sth.
- Catch.
- To be completed.
- To be cooked.
- To come into being.
- Fall out.
- Make.
- Originate.
- Prove.
- Stand.
- To go under the styles of.
- To go through accounts.
- Turn out.
olmak istiyor
- Wants to become
olmak üzere
- Impending.