eğlenmeye gitmek ne demek?
Go out, step out.
eğlenme
- Neşeli, hoşça vakit geçirme.
- Alay etme.
- Oyalanma.
- Eğlenmek işi.
Frolic.
Lark.
Ridicule.
Entertainment.
Mockery.
Delaying.
eğlenmek
- Neşeli, hoşça vakit geçirmek
- Bir kimsenin herhangi bir kusuru veya zayıf noktası ile alay etmek
- Bir yerde durmak, beklemek, tevakkuf etmek
- Oyalanmak.
Get a ball out of smth.
Rollick.
Have fun.
Have a good time.
Be amused.
Amuse oneself.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
Take one's way.
Go away.