eğlence ne demek?
- Eğlenme işi, sefahat
Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık.
F. R. Atay - Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey
Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir.
Ö. Seyfettin - Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı
Boş arsalara çeşitli eğlence çadırları kurulur.
S. Ayverdi - Recreational.
- Diversion.
- High jinks.
- Distraction.
- Amusement.
- Play.
- Plaything.
- Bash.
- Beano.
- Blow-out.
- Carnival.
- Conviviality.
- Entertainment.
- Festivity.
- Fete.
- Frolic.
- Gaiety.
- Jamboree.
- Jollification.
- Jolliness.
- Jollity.
- Merriment.
- Merrymaking.
- Binge.
- Dance.
- Pleasure.
- Recreation.
- Revel.
- Joke.
- Gaieties.
- Game.
- Image advertising.
- Lark.
- Party.
- Pastime.
- Quiz.
- Revelry.
- Shinding.
- Special event.
- Sport.
eğlenme
- Neşeli, hoşça vakit geçirme.
- Alay etme.
- Oyalanma.
- Eğlenmek işi.
- Frolic.
- Lark.
- Ridicule.
- Entertainment.
- Mockery.
- Delaying.
eğlence arkadaşı
- Boon companion.
eğlence dolu
- Rollicking.