bakan göze bağ olmaz ne demek?
- Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.
bakan
- Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, nazır
- (Bak: Nazır)
- Attendant.
- Onlooking.
- Minister.
- Secretary of state.
- Secretary.
- Chancellor.
- State secretary.
- Cabinet officer.
bakan kimse
- Beholder, provider, tender.
göze
- Su kaynağı.
- Hücre.
- Bkz. kaynak.
- Isı, ışık, kimyasal etkileşim gibi olaylar sonucu oluşan yük-süren kuvvet kaynağı.
- Ağ ipliği veya ağ yapımında kullanılan başka bir materyalle çevrilmiş düzenli bir açıklık.
- Cell.
- Cell hücre.
- Spring.
- Source.
- Beautiful.
bağ
- Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne.
- Sargı.
- İlgi, ilişki, rabıta
- Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti.
- Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm.
- Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
- Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- Bağlam, deste, demet.
- Meyve bahçesi.
- Bir özdecik oluşumunda iki öğeciğin kimi dış eksiciklerinin ortaklaşa kullanımı ile ya da eksicik alışverişi ile sağlananbağlanım.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bakanbakan kimsebakan müşaviribakanakbakanalbakanaybakanıbakanlar kurulubakanlar kurulu mektububakanlar kurulunun arabuluculuğubakabakabilir miyimbakacakbakaçbakakalmagözegöze açıklığıgöze ağzıgöze aitgöze alarakgöze almakgöze anüsügöze arası boşlukgöze arası köprülergöze arası maddesigözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamak