göze arası köprüler ne demek?

  1. Örtü dokusunun gözeleri arasında meydana gelmiş ve gözeleri birbirine bağlayan yapılar olup O2 ve besin maddeleri için geçit yerleridir.
  2. (en)Intercellular bridges.
  3. (al)İntercellulârbrücke
  4. (fr)Ponte intercelluiaires

göze

  1. Su kaynağı.
  2. Hücre.
  3. Bkz. kaynak.
  4. Isı, ışık, kimyasal etkileşim gibi olaylar sonucu oluşan yük-süren kuvvet kaynağı.
  5. Ağ ipliği veya ağ yapımında kullanılan başka bir materyalle çevrilmiş düzenli bir açıklık.
  6. (en)Cell.
  7. (en)Cell hücre.
  8. (en)Spring.
  9. (en)Source.
  10. (en)Beautiful.

göze açıklığı

  1. Natika durumda gerilmiş ağda, gözenin karşılıklı düğümlerinden veya birleşme yerlerinden birbirinden uzak olanlardan bir düğümün iç kısmından diğerinin iç kısmına kadar olan uzaklık, ağ gözünde karşılıklı düğümlerin merkezlerinin gergin halde ölçülen en uzun mesafesi, ağ göze açıklığı.
  2. (en)Mesh side.

ara

  1. Aralık.
  2. İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe.
  3. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla.
  4. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
  5. Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi
  6. Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt.
  7. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
  8. Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi.
  9. Sinemalarda gösterim başlarında ya da ortalarında verilenara.
  10. Takımların oyunarasında aldıkları birer dakikalık dinlenme ve yönelge alma süresi. Bir takım bütün bir oyun süresince ancak dörtara alabilir. Buara dakikaları oyun süresinin dışında kalır.

köprü

  1. Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı
  2. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey.
  3. Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri.
  4. Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.
  5. Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durum.
  6. Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi.
  7. Vücudun, sırt yere dönük olarak el-taban, baş-taban ya da el-diz, baş-diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçimi dayalı bulunduğu durum.
  8. Tellerin gövde üzerinde durmasını sağlayan metal parça.
  9. Hat boyunca devam eden iki papilin daralarak birbirine bir noktada temas etmesi ve tekrar ayrılması ile oluşan parmak izi karakteristiği.
  10. Verici bir yayaçla ortak bir besleme kablosu ve dalgalıktan yararlanan resim ve ses vericilerinin çıkışlarının bağlandığı aygıt

Türetilmiş Kelimeler (bis)

gözegöze açıklığıgöze ağzıgöze aitgöze alarakgöze almakgöze anüsügöze arası boşlukgöze arası maddesigöze arası sıvıgözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakarası açıkarası açılmakarası bozukarası bozuk olmakarası bozulmakarası geçmedenarası iyiarası iyi olmakarası kötü olmakarası olmamakarasarasataraseçimaraara açıklığıara açmakara aksli inis takimiara alıcı dalgalığı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın