bağ ne demek?
- Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne.
- Sargı.
- İlgi, ilişki, rabıta
Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Anayasa - Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti.
- Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm.
- Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
- Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
Üzümünü ye de bağını sorma.
Atasözü - Bağlam, deste, demet.
- Meyve bahçesi.
Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür.
Beynun Akyavaş - Bir özdecik oluşumunda iki öğeciğin kimi dış eksiciklerinin ortaklaşa kullanımı ile ya da eksicik alışverişi ile sağlananbağlanım.
- Ancak belirli doğrultu ve uzaklıklarda güçlü olan, özel kimyasal kuvvetlerden kurulu öğeciklerarası bağlam.
- Büyük bahçe. Bostan.
- Hareket eden birkaç kemiği birleştiren kuvvetli, telli sık bağ dokusu şeridi.
- Yassı solungaçlılarda iki kabuğu bağlayan menteşe şeklindeki yapı, ligament.
- Brace.
- Cord.
- Bath , spa.
- String.
- Knot.
- Vineyard.
- Vinculum.
- Beginnings.
- Alliance.
- Bandage.
- Binder.
- Connection.
- Connexion.
- Copula.
- Copulation.
- Corelate.
- Daughter.
- Fascia.
- Fastener.
- Fastening.
- Header.
- Lace.
- Ligament.
- Ligature.
- Link.
- Linkage.
- Linkup.
- Nexu.
- Contact.
- Till.
- Yoke.
- Bunch.
- Sheaf.
- Relation.
- Impediment.
- Restraint.
- Bond.
- Bindung Dgr.: Jap. ketug
- Bindung
- Liaison
- Lien
bağ açısı
- Bir özdeği oluşturan bağlar arasında, aynı öğecikten çıkan bir çiftin yaptığı açı.
- Bond angle.
- Angle de liaison
bağ bahçe
- Bahçe, bostan vb. taşınmaz mal.