göze ne demek?
- Ağ ipliği veya ağ yapımında kullanılan başka bir materyalle çevrilmiş düzenli bir açıklık.
- Isı, ışık, kimyasal etkileşim gibi olaylar sonucu oluşan yük-süren kuvvet kaynağı.
- Su kaynağı.
- Hücre.
- Bkz. kaynak.
- Cell.
- Cell hücre.
- Spring.
- Source.
- Beautiful.
- Mesh.
- Zelle, Element
- Pile, cellule
kaynak
- Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz
- Bir şeyin çıktığı yer, menşe.
- Bir haberin çıktığı yer.
- Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
- Araştırma ve incelemede yararlanılan belge.
- İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi.
- Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.
- Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.
- Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.
- Üretim-fayda yaratma etkinliğinde kullanılan her türlü unsur.
göze açıklığı
- Natika durumda gerilmiş ağda, gözenin karşılıklı düğümlerinden veya birleşme yerlerinden birbirinden uzak olanlardan bir düğümün iç kısmından diğerinin iç kısmına kadar olan uzaklık, ağ gözünde karşılıklı düğümlerin merkezlerinin gergin halde ölçülen en uzun mesafesi, ağ göze açıklığı.
- Mesh side.
göze ağzı
- (karşılık: sitostom), (Yun. kytos = boşluk, Storno = ağız): Bazı birgözeli hayvanlarda besinin alındığı ve göze yutağına açıları açıklık.
- Cell mouth.
- Zellmund
- Cytostome
- Kytos, Storno