göze almak ne demek?
- Gelebilecek zararı ve tehlikeyi önceden kabul etmek, riske atılmak.
Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?
T. Buğra - Venture, risk, face, take the chance, face up to, chance, envisage.
göze alarak
- In defiance of.
göze açıklığı
- Natika durumda gerilmiş ağda, gözenin karşılıklı düğümlerinden veya birleşme yerlerinden birbirinden uzak olanlardan bir düğümün iç kısmından diğerinin iç kısmına kadar olan uzaklık, ağ gözünde karşılıklı düğümlerin merkezlerinin gergin halde ölçülen en uzun mesafesi, ağ göze açıklığı.
- Mesh side.
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.