azar azar gelmek ne demek?
- Trickle
trickle
- Yavaş yavaş çıkmak
- Yuvarlanmak (top)
- Damlamak, sızmak
- Damla damla akmak veya akıtmak
- Azar azar gelmek
- Damlama
- Damla damla akan şey.
azar azar akmak
- Dribble.
azar azar artma
- Increment
azar
- Paylama.
- Çıkışma.
- (Özr. C.) Özürler, maniler, bahaneler, engeller. (Osmanlıca'da yazılışı: a'zar)
- İncitme. Tazib. Kırılma. Tekdir. Zulüm. Ukubet.
- Rebuke.
- Reproach.
- Reproof.
- Scolding.
- Talking-to.
- Blame.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
- Put in.